Vintage Martini

 Vintage, kelime anlamı eskiyi temsil etse de bugünlerde hayatımızın çok içinde olan bir kelime aslında. Vintage kelimesini pek çoğumuz modayla özdeşleştiriyoruz belki ama sadece giyim konusunda değil arabadan mobilyaya, müzikten fotoğrafa pek çok alanda kullanılan bir terim vintage. Sürekli modernleşmenin iyi olduğunu düşünüp hep yeni bir şeyler yaratmaya çalıştığımız bir dönemde eskinin daha iyi olduğuna kanaat getirildi galiba; her alanda bir "vintage" rüzgarı esiyor. Eski dediğime bakmayın şimdilerde bu kıyafetleri toplamaya çalışmak hiç de kolay değil. Çok özel butiklerde 2. el olarak oldukça yüksek fiyatlara satılıyor vintage elbise ve çantalar.

   Vintage deyince bahsetmek istediğim bir grup var aslında Pink Martini, onların tarzı da "vintage music". 1994 yılında bir araya gelen grup caz, klasik, latin tarzlarını birleştirip bize martini bardağında güzel bir müzik kokteyli sunuyorlar. Müzik zaten evrenseldir ama onlar İspanyolca'dan Yunanca'ya pek çok dilde şarkı seslendirmişler. Kısacası ne tarzlarını ne müziklerini ne de dillerini belli kalıplar içinde sıkıştırmışlar. Bu yüzden güzel bir yerde akşam yemeği yerken de, deniz kenarında güneşlenirken de duymayı hiç yadırgamayacağımız türden bir müzik onlarınkisi.
   

  19 Temmuzda Kuruçeşme Arena'ya İstanbul'da unutulmaz bir müzik gecesi için geliyorlar ama biletler tükenmiş haliyle.

 Bir parça Caz'a ne dersiniz? -But Now I'm Back.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GALAKSİ TAKSİ

Twitter Fenomenleri

Suzan Defter