Sirel Toma

  İnkar edilemez bir gerçek var ki reklamlar hayatımızın önemli bir parçası.Her ne kadar reklamlar çıktığında kanalı değiştirsek de gerek ürün yerleştirmeler gerek sponsor reklamlar yüzünden reklamlardan kaçmamız mümkün olmuyor.Ürün rekabetinin bu kadar yoğun olduğu bir dönem de reklam daha yaratıcı ve ilgi çekici olmak zorunda.Dolayısıyla reklamların ilk çıktıkları zamanla şu anki reklamlar arasında büyük bir anlayış farkı var.Tabi bunda teknolojinin sağladığı avantajın payı çok büyük.Gelin isterseniz bunu iki reklamla görelim. Efes Pilsen İlk Reklam "Contrex" Suyun 2011 Reklamı

   Beyaz,siyah,kırmızı,mavi,turuncu,mor,pembe,yeşil..Renkler gözümüzün algılamasından çok daha fazlası aslında.Giydiğimiz kıyafetlerden,seçtiğimiz arabalara kadar renkler bizi anlatıyor.Eskiye göre kadınlar da erkekler de daha çok rengi hayatlarına katabiliyorlar.Hele erkekler sadece siyahı,laciverti kullandıkları dönemi çok geride bırakarak en az kadınlar kadar renkli giyiniyorlar.Beyaz eşyalar bile beyaz olma zorunluluğundan kurtuldu artık. Siyah beyaz televizyon döneminden sonra hayat daha da renklendi doğal olarak.          Renkler sadece bizim tarafımızdan değil satış ve pazarlama departmanları tarafından da ustaca kullanılıyor.Mesela turuncu iştah açıcı özelliğinden dolayı fast-food şirketlerinin gözde rengidir. Kırmızı sevenler duygularını yoğun yaşayan ve dikkat çekmeyi seven kişilerdir.Kırmızı dinamizmin rengidir. Sarı rengi tercih edenler daha iyimser ve daha neşeli kişilerdir. Yeşil giyen kişilere dikkat edin çünkü aşırı iradeye sahip kişilerdir ve başka

-Alo galaksi taksi buyrun.         Kendimi bildim bileli aşina olduğum bir kalıptır.Nereden geldiğini ancak yıllar sonra merak edip anneme sorduğumda öğrenebilmiştim.Metin Akpınar ve Zeki Alasya'nın  Deveşkuşu Kabaresinden "Deliler" adlı oyunun ilk bölümündenmiş bu replik.1980'lerde kraldan çok kralcı olan bir tiplemeyi canlandırmış Metin Akpınar,insanların hayatını zorlaştırmak için yaratılmış bir karakter adeta.30 sene geçmiş olmasına rağmen yaratılan bu karakterin hayatımızdan çıkmadığını fark ettim.Hemen hemen her gün karşılaşabileceğimiz bu tip normalde bizi deli etmeye yeterken usta oyuncunun elinden çıkınca kahkahalarla gülebiliyoruz.Bunu izledikten sonra annemle konuştum tekrar 1 sene oynayan bu oyun için zar zor yer bulabilmişler o zaman.Keşke günümüzde de biletini bulabilmek için haftalarca sıra bekleyeceği komediler olsa diye düşünmeden edemiyorum.     Ben izlerken çok güldüm sizin de keyif alarak izleyeceğinizden eminim..Keyifli seyirler..

      90'lar deyince bir sürü şey gelebilir aklımıza diziler,giyim tarzları,ilginç saç stilleri...Ama şüphesiz 90lar pop müziğin patlama yaptığı yıllardı.İnternet hayatımıza girmeden önce hayranı olduğumuz şarkıcıların kasetlerini almak çok önemli bir meseleydi.Şarkılar kadar o şarkıların klipleri de dikkat çekiciydi tabi.Eğer birine 90ları anlatmak istiyorsanız ya da 90'lar da hayat nasıldı diye düşünüyorsanız eski bir klibi açın; kıyafetlere ve saç stillerine bakın,insanların danslarını ve hareketlerini inceleyin.Bigudilerle sokağa dökülen kadınlar mı istersiniz,kızın göbeğinden zeytin yiyenler mi ne arasanız var kliplerde.İnsan bazen her şey nasıl bu kadar hızla değişti diyor kendi kendine.Değişmeyen tek şey değişimin kendisi olayını fazla hafife alanlar ve değişimi kabullenemeyenler 90'larda kaldılar ve unutulup gittiler.Sadece o zamanki tarzın 90larda kalması gerektiğini anlayanlar 2000'li yıllara girebildi bizimle beraber.        Hakan Peker,Çelik,Atill

  Tam olarak ne zamandı hatırlamıyorum ben okuldan gelince her gün eski Türk filmleri kuşağı yayınlanırdı , sanırım o zaman başladı benim Türk filmi sevgim. Bu filmler neden bu kadar vazgeçilmez diye hep düşünürdüm o sıralar. Aynı filmi 2. Kere izleyemeyen ben nasıl oluyor da her seferinde bu filmleri tekrar aynı keyifle izleyebiliyorum. Hepsini ayrı keyifle izlerdim ama en çok Münir Özkul, Şener Şen, Adile Naşit filmlerini severim.Hele de "Neşeli Günler" benim için en özeli. Turşu suyu limondan mı olur sirkeden mi bilmem ama küçüklüğümden beri her izlediğimde kendimi o evde hissederim.Bilin ki eğer o gün Neşeli Günler yayınlanıyorsa benden mutlusu yoktur. İşte o en unutulmaz repliklerden sadece biri ; "en iyi cilet budur! dünyanın bütün meşurları bununla traş oluyor. ingiltere kralı, rahmetli başkan kenedi, taçsız kral pele, bakenbauer, kaleci myer, nadya komanaçi, biricit bardot ve fenerbahçeli cemil. hepsi şöhretlerini bu bıçağa borçludurlar."