Kayıtlar

Ocak, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Bayan P. odasına girmiş ilk hastasını beklerken her zamankinden daha endişeliydi. Seçimlerini kendi yapamadığı bir hayatın içinde sıkışıp kalma hissi onu boğuyordu, pencereleri açtı. 2. kattaki muayenehanesinden bahçedeki köpekleri izledi, yıllardır her sabah beslediği hayvancıkları bu sabah beslemeyi atlamıştı. Hemen çantasından arabanın anahtarını aldı, ceketini askıdan alıp aşağı inecekti ki sekreteri Bayan P. ilk randevunuz geldi diye seslendi. Soluğunu bırakıp, ceketini yerine astı. Kapı tıklandı, girin buyrun dedi. -Evet, Bay T. bugün nasılsınız? -Her zamanki gibi doktor, ilaçlarım olmadan asla yapamazmış gibi hissedip onları alıyorum, ama yine de bir işe yaramıyorlar. -Endişenizi anlıyorum, ancak ilaçlarınızı kullanmaya devam edip sizinle daha önce yaptığımız egzersizleri yapmaya devam etmelisiniz, onları uyguluyorsunuz değil mi? -Pek sayılmaz, endişe duyduğum her şeyi kağıda yazmaya çalıştım. Ama onlara bir isim verip kağıda döktüğümde sanki daha da güçlendiler, onlara sad
Saatlerdir süren yolculuğun ardından yolculuğun en zor kısmı başlamıştı artık, kendine bir yol çizmek. Her gün duyduğu çatışma seslerinden, kız kardeşinin sevdiği çocuğun ailesi ile olan kan davasından çok yorulmuştu. Hiç bir macera ve yoksulluk onu daha fazla yoramazdı. İstanbul'un taşının toprağının altın olmadığını biliyordu. Bozuk Türkçesine rağmen her gün haberleri izler, önce Büyükşehir'de yaşayanların haline sonra, ülkenin diğer ucunda kendilerinden bihaber yaşayan insanların vurdumduymazlığına üzülürdü. Bir kısım insanların doğudaki insanlara yazık diye başlayıp, hükumete ve teröristlere lanet ederek sonlandırdıkları kısa muhabbet aralarından başka değeri olmayan bu insanlara öfkelenemiyordu, çünkü o da burada yaşayan insanları anlayamıyor her gün çektikleri trafik çilesine ortak olamıyordu. Hiç bir zaman kendine itiraf edemese de bir gün yaşadığı bu evi ve köyü terk edeceğinden emindi. Sadece kız kardeşinden helallik alıp bir küçük çantayla ayrılmıştı; tüm mal varlı