You know how I feel
Bizi besleyen, büyüten ve düşündüren acılarımızdır. İnsan aşık olduğunda değil aşk acısı çekerken şiir yazar, mutluyken değil mutlu günlerini anarken bir şeyler söyler. Mutluluk aslında insanı tüketen kendi içine çeken ve ortadan yok olup gittiğinde bizi ortada dımdızlak bırakan sahte bir duygudur. Kendisine bağımlı kılan sadist bir duygu. Mutsuzluk ise daha düşüncelidir mutluluğa göre ellerini bırakıp mutluluğa koşmanı bekler, uzun süreli bir ilişki kurmamışsan mutsuzlukla kolay unutursun onu. Mutsuzluk mutluluk dönemi için hazırlar bizi, mutlu olduğunda ona kanmaman gerektiğini eninde sonunda mutsuzluğa geri döneceğini veya en azından çevrende bir yerlerde beklediğini söyler. Duygular ikiye ayrılır; Düşünebilen duygular, kontrolsüz duygular. Mutluluk, şehvet, tutku ve aşk düşünemezler, açıklanamazlar. Oysa mutsuzluk ve acı çok düşünür çok kurar. Bundandır ki daha temeli olan daha gerçekçi duygulardır. Mutluluk aynı zamanda bencildir, mutlu olan anlamayı da anlaşılmayı da beklemez