Kirpinin Zerafeti

Tekrardan dışarı çıkabildiğimizde hepimizin daha farklı yapmayı planladığı pek çok vardır: daha fazla zamanı açık havada yürümeyerek geçirmek gibi. Ama aramızda insanlara daha dikkatli bakacağına dair bir karar almış olan var mıdır? 

"Social distancing" eylemimiz -ya da eylemsizliğimiz- kelime anlamını pek karşılamıyor. Sosyal değil fiziki bir mesafe koymuş durumdayız. Daha önce insanlara ne kadar yakından bakabiliyorsak hala aynı mesafeden bakıyoruz çevremize. Daha önce kafelerde ne konuşuyorsak online görüşmelerde de aynı şeyi konuşuyoruz.

Peki suç bakan gözde mi yoksa kendi kalbini ancak kapı aralığından açan tarafta mı? Bu konu çift taraflı görülebilir. Şüphesiz iletişimde olduğumuz kanal ve insan sayısı arttıkça kişisel derinliğimiz doğrusal oranda olmasa da azalıyor bir şekilde. Ama beni kirpinin zerafetine sahip Renee'nin kapalı penceresi daha çok ilgilendirdi.

Tüm bu özelliklerin yanında Madam Michel'in bir özelliği daha var: Kendini saklamak ve bu özelliklerin hiçbirine sahip değilmişçesine dış dünyaya karşı sıradan bir insan gibi yaşamak. Bir kapıcı için çok fazla meziyet saydım sanırım. 

İnsan kendini niye saklamaya ihtiyaç duyar? Ya unutmaya çalıştığı travmaları vardır ya da insanların nezdinde olmaya çalıştığı kişiyle ters düşen bir alt kimliği vardır. Renee'nın durumda ikisi de doğru cevaptı. Yalnız tek bir parantezle: Onun yaratmaya çalıştığı bir kimliği yoktu, toplumsal normlara göre bir kapıcı kadının gerekliliklerine uyuyordu. Bu sayede "rahat bırakılıyordu". Renee'ye göre gerçek kimliğini saklamak ona asıl özgürlüğünü veriyordu. Nitekim Tolstoy okuyan kapıcı kadın, üst sınıf için adeta bir münasebetsizlikten başka bir şey olamazdı.

Travmalar insan doğasının özüdür. Kaba insan ruhunu güzelce yontan, bize kimliğimizi kazandıran travmalarımız Renee'nin de ruhunu ve yaşamını şekillendirmişti. Ablasının yaşadığı talihsiz sonu zengin ve güçlü birine birine aşık olmasına bağlıyordu. Çünkü güçlüler yaşarken, zayıflar ölmeye mahkumdu. Eğer kaderin ona biçtiği yoldan gitmek yerine haddini aşıp başkalarına ait olması gerekenlere bulaşırsa aynı talihin onu bulacağını hissediyordu.


Lisette'in güzel ve yoksul olması gibi, ben de zeki ve fakirdim. Sınıfımın hor görmesi pahasına, zekamdan yararlanmayı umsaydım ben de aynı cezaya mahkumdum. İkinci olarak da, olduğumdan farklı olamayacağıma göre, benim yolumun gizlilik olduğu kanısına vardım. Olduğum şeye dair susacaktım. öteki dünya asla bana karışmamalıydı. 

Suskun biriyken kaçarak gizlenen biri oldum.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

GALAKSİ TAKSİ

Twitter Fenomenleri

Suzan Defter