O Kızın Öyküsü
O gün özel bir gündü; o gün her zamankinden daha aceleci her
zamankinden daha az aceleciydi. Uzun zaman süre sonra görüşecek olmanın
verdiği hissizlik onu heyecanlandırmaya başlamıştı. Demek gerçekten o kadar uzun
zaman olmuştu görüşmeyeli. Gördüğünde sesi titreyecek miydi, yoksa geldiğine
pişman mı olacaktı, onun da kafasında aynı endişeler mi vardı? Daha önce bir kez buluştukları bir kafede
buluşmak için sözleşmişlerdi. Kafenin hiçbir özelliği olmaması “hiçbir özelliği” olmayan bir buluşmalarına uygundu.
5-10 dakikalık gecikmeden sonra kız kafeye girdi. İkisi de birbirlerini fark etmelerine rağmen kız masaya gelene kadar göz göze gelmekten kaçındılar, çocuk önemli bir işle uğraşıyormuşçasına önündeki tuzlukla ve peçetelikle oynuyordu. Kız masaya yaklaştığında abartısız bir sarılma ve selamlaşma faslı yerini uzun bir sohbete bıraktı. Tüm
konuşma olağandı, ufak kahkahalar, günlük rutinler, gelecek planları, anılar
derken birkaç saat geldikleri yol süresinden daha hızlı geçmişti. Hayatlarının
büyük değişikliklere uğramamasından mı yoksa birbirlerine anlatacak özel şeyleri bulamamalarından mıdır her şey 5 sene öncesindeki gibiydi. Zaman kişiliklerini,
hayatlarını, sevgililerini değiştirmişti halbuki. Aralarındaki muhabbetlerin aksine her
şey farklıydı aslında. Kız artık sigara içmiyordu, çocuksa öğrenci değildi. Kız blues dinlemeye çocuksa italyan mutfağına merak salmıştı.
Saatler boyunca sadece 10-15 saniye süren sessizlik bu sefer
1 dakikayı bulunca, “eh kalkalım o zaman” diyerek ayrıldılar. Ne bir daha
görüşmek için sözleştiler ne de mutlaka ara diye birbirlerine tembihte bulundular.
İkisi de buluşmayacaklarını da biliyordu. Hatta 1-2 hafta sonra akıllarına da
gelmeyecekti bu buluşma.
Kız ertesi gün okula gitmek için otobüsü kaçırdığı için küfrederken,
çocuk sevgilisini arayıp “akşama yemek planı yaptım” dedi.
Hiçbir özelliği olmayan ilişkileri hiçbir özelliği olmayan
bu vedayı hak etmişti.
Yorumlar
Yorum Gönder